Beşiktaş’ta kaleci sorunu: neden, nasıl ve ne yapılmalı?

Sezon öncesi hazırlık döneminden bu yana, Beşiktaş’ta dikkat çeken ciddi bir kaleci sorunu var. Bu yazıda, bazılarının düşündüğünden çok daha katmanlı olan bu problemi tüm yönleriyle ele alacağız.
1. Mert kötü kaleci değil!
Öncelikle şunu belirtmek gerekir: Mert Günok kötü bir kaleci değil. 36 yaşındaki tecrübeli file bekçisi, özellikle çizgi üzerinde ve bire bir pozisyonlarda güçlü refleksleriyle ön plana çıkıyor.
Son Avrupa Şampiyonası’nda yaptığı kritik kurtarışlarla da reflekslerinin hâlâ yüksek seviyede olduğunu kanıtladı.
Her ne kadar Mert’in oyun tarzı modern kalecilik anlayışına birebir uymasa da, ayak tekniği konusunda ortalamanın üstünde bir profile sahip.
Ancak en büyük zaafı, ceza sahasına gelen ortalarda yaşadığı zafiyet: Hava toplarında yeterli hâkimiyeti gösterememesi onun en belirgin eksikliği.
⸻
2. Peki Beşiktaş’ın neden bir kaleci sorunu var?
Beşiktaş son yıllarda birçok yapısal problemle mücadele etti: Sürekli değişen teknik direktörler, yönetimsel istikrarsızlık, hatalı transferler ve taraftarın büyüyen tepkisi…
Bu süreçte Mert, mağlubiyetleri en çok içselleştiren oyunculardan biri oldu. Takım tribüne çağrıldığında, ilk giden isimlerden biri hep Mert’ti. Taraftara kulak veren, sorumluluk alan bir profil çizdi.
Ne var ki, bu dönemler Mert’te tahmin edilenden çok daha derin izler bırakmış olabilir. Bugün yaptığı hataların çoğu yetenek eksikliğinden değil, mental form düşüklüğünden kaynaklanıyor.
Zaten sezon başlamadan önce, Mert’in mental olarak hazır olmadığına dair sinyaller görülüyordu. O dönem hataları henüz puan kaybına yol açmamıştı ama bu gidişatın tehlikeli olduğunu hazırlık döneminde dile getirmiştim.
⸻
3. Mert’in bireysel zaafları tam olarak neler?
Bu noktada iki temel ayrımı yapmak gerekiyor:
Mert’in yapamadığı şeyler
Mert’in formsuzluğu nedeniyle şu an yapamadığı şeyler
Yukarıda bahsettiğimiz gibi en büyük yapısal eksikliği, ceza sahasına gelen ortalardaki yetersizlik. Genellikle çizgide kalmayı tercih ediyor ve bu da düşük tehlike potansiyeline sahip pozisyonları tehdit hâline getiriyor.
Zaman zaman topa çıkmayı denese de, havadayken dengesiz oluşu ve düşerken topu elinden kaçırma ihtimali ciddi risklere yol açabiliyor.
Ancak vurgulamak gerekir ki, Mert çizgide hâlâ Süper Lig seviyesinin üzerinde bir kaleci. Bu da bazı zaaflarını telafi etmesini sağlıyor.
Asıl problem, formsuzluktan kaynaklanan sistematik hatalar.
Örneğin, Mert son yıllarda kısa köşeyi tüm vücuduyla kapatma alışkanlığı geliştirdi. Adeta direğe yapışıyor ve bu da rakip için uzun köşeyi ve ceza sahası içindeki boşlukları açık hâle getiriyor.
Vücut dili de bu form düşüklüğünü ele veriyor. Milli maçlardaki enerjik ve özgüvenli Mert yerine, kulüp formasıyla daha çekingen bir görüntü çiziyor.
Savunma hattıyla olan iletişim eksikliği de dikkat çekici. Bu eksiklik gerçekten iletişimsizlikten mi kaynaklanıyor, yoksa savunma oyuncuları Mert’e güvenmiyor mu, bunu dışarıdan bilmek zor. Ancak net olan bir şey var: Kaleci ve savunma hattı arasında ciddi bir uyum sorunu yaşanıyor.
Tüm bu etkenlere bir de konsantrasyon eksikliği eklenince tablo daha da karanlık hâl alıyor. Mert, sezona sıfırdan başlamadı; önceki sezonların travmalarını hâlâ üzerinde taşıyor.
Şunu unutmamak gerekir: Kaleciler özgüvenle yaşar. Mental güç, performansın temel taşıdır. Bunun en çarpıcı örneği Loris Karius. Şampiyonlar Ligi finalinde yaptığı hatalardan sonra kendini asla toparlayamadı.
⸻
4. Yedek çıkmazı: Ersin Destanoğlu
Normal şartlarda bu tür bir form düşüklüğü, yedek kaleci için büyük bir fırsattır. Ancak Ersin, bugüne kadar hiçbir teknik direktörden bu şansı gerçek anlamda alamadı.
Bu durumdan yalnızca teknik heyet değil, Ersin de sorumlu.
Görünen o ki, ne teknik kadroya ne de Mert’e, ilk kalecilik için ciddi bir tehdit oluşturabildiğini hissettirebiliyor.
Bu da onun mental olarak rekabet ortamına tam anlamıyla hazır olmadığını gösteriyor.
Oysa bu tür rekabetler, oyuncuların performansını yukarı taşıyan en önemli etkendir.
⸻
5. Geldiğimiz nokta: Galatasaray maçındaki puan kaybı
Şu ana kadar Mert’in hataları doğrudan skoru etkilememişti. Ancak Galatasaray maçında bu senaryo ilk kez değişti.
Yapılan bir bireysel hata, Beşiktaş’a çok kritik puanlara mal oldu.
Bu durum Mert’i yeniden eleştirilerin merkezine taşıdı ve üzerindeki baskıyı daha da artırdı.
Zaten mental olarak iyi durumda olmayan bir kalecinin, böylesi bir baskı altında daha çok hata yapması kaçınılmaz olabilir. Bu nedenle durum ciddiyetle ele alınmalı.
⸻
6. Artık yapılması gerekenler
Paniğe kapılmadan ama kararlı adımlar atılması gereken bir dönemdeyiz.
İlk adım, Mert’in 1-2 maç dinlendirilmesi olabilir. Bu süreçte Ersin’e net bir şans verilmeli.
Sonrasında tekrar Mert kaleye geçmeli ve performansına göre kalıcı bir karar alınmalı.
Bu rotasyon sürecindeki performanslar, sezonun geri kalanı için belirleyici olacaktır.
Ve tabii ki, Mert’in yaşı da göz önüne alındığında bir kaleci transferi kaçınılmaz görünüyor.
⸻
7. Kaç kaleci transferi gerekiyor?
Bazı taraftarlar mevcut tabloya bakarak iki kaleci birden alınması gerektiğini düşünebilir. Ancak ben bu görüşe katılmıyorum.
Şu anda ihtiyaç olan, bir tane net birinci kaleci. Ardından eldeki kalecilerden biri yedek olarak seçilmeli.
Eğer deneyim isteniyorsa Mert kalabilir.
Geleceğe yatırım yapılmak isteniyorsa Ersin tercih edilebilir.
Bu tercih, rotasyon döneminde gösterilen performansa göre netleşmeli.
Ancak bir gerçek var: Eğer Ersin kalacaksa, artık formayı gerçekten zorlamaya başlamalı. İlk kaleciye tehdit oluşturmayan bir yedek, o kalecinin gelişimini de engeller.
⸻
8. Kaleci transferi ne zaman yapılmalı?
Kısa vadede kulübün eli bağlı: Kış transfer dönemine kadar bir adım atılamaz.
Asıl soru şu: Kaleci transferi devre arasında mı yapılmalı, yoksa sezon sonu mu?
Bu noktada iki senaryo var:
Rotasyon olumlu sonuç verir ve biri form yakalarsa, yaz transfer dönemine kadar beklenebilir.
Her iki kaleci de yeterli performansı gösteremezse, devre arasında hamle zorunlu hâle gelir.
Fakat devre arasında iyi bir kaleci bulmak zordur. Kulüpler sezon ortasında ilk kalecilerini bırakmak istemez. Bu da transferi hem zorlaştırır hem de pahalı hâle getirir.
⸻
9. Aradığımız kaleci profili nasıl olmalı?
Beşiktaş gibi büyük bir kulüp, artık modern kalecilik anlayışına sahip bir ismi kadrosuna katmalı.
Bu profil, en çok Manuel Neuer ile tanınan “süpürücü kaleci” anlayışına uygun olmalı:
– Ayakla oyun kurabilen,
– Öne çıkan uzun topları karşılayabilen,
– Çizgide en az Mert kadar refleksi güçlü,
– Ceza sahası hâkimiyeti yüksek bir kaleci.
Ayrıca, temel kaleci tekniklerine hâkimiyet şart.
Örneğin, ters köşeye giden şutu hangi elinle çıkarman gerektiği gibi detaylar, Süper Lig’de hâlâ birçok kalecide eksik.
⸻
10. Sonuç
Mert ve Ersin’le sezona başlamak yanlış değildi. Sorun, aralarında sağlıklı bir rekabet ortamı oluşmaması ve mental olarak iyi hazırlanmamış olmaları.
Zaten sezon öncesinde de netti: Mert’in yaşı da göz önüne alındığında kaleye yeni bir isim şarttı.
Şimdi önemli olan, genç ve gelişime açık bir kaleciyi kadroya katmak.
Beşiktaş’ın ihtiyacı olan, kaleyi “idare eden” bir kaleci değil…
Yıllarca formayı taşıyacak, arkadaki güveni sağlayacak gerçek bir lider.
Saygılarımla,
Mustafa Otag | Kalecinin Gözü