AZAP

Her seneyi Kasım ayından itibaren azap dolu geçiren Beşiktaş taraftarı, yeni sezona umutla başlarken yeniden yıkılacağını bile bile desteğini esirgemeyip takımının yanında olmaya devam ederken bunun farkında olmayanlar yeni bir rezilliği yaşatmanın vurdumduymazlığı içinde yaşamlarına devam ediyorlar.
Sözde futbolcu, teknik direktör ve yönetici konumunda olup da yaptıkları işlerdeki başarısızlıkların faturasını sadece taraftara kesenler ülke puanını baltaladıkları gibi Beşiktaş’ı yine bir keşmekeşliğin içine ittiler.
Hayati bir maça çıkmadan bir gün önce olmazsa olmaz dediğin oyuncunun gidişine müsade etmenin, sahaya da saçma sapan bir kadroyla çıkmanın izahı yapılabilir mi?
Takımdaki oyuncuların ruhsuz ve kişiliksiz bir oyun ortaya koymasının izahı nedir?
Tammy Abraham’ın yardımına gelmeyen takım arkadaşlarına gösterdiği tepkinin açıklaması var mı?
Tammy Abraham oyundan çıktığında sahada bir tane bile yeni transfer olmayışının açıklaması var mı?
Futbol takımının ne ihtiyacı olduğunu bildiğinizi söyleyerek kazandığınız seçimin ardından bir tane bile kanat transferi yapamamanızın açıklaması var mı?
Kasım ayında havlu atan Beşiktaş’ı kabul edemediğinizi söylediğiniz yerde yıkılan umutların ve akan gözyaşlarının karşısında söyleyecek bir sözünüz var mı?
Beşiktaş’a geldiğinden beri tek bir katkı bile sağlamayan teknik direktörün, var olan durumdan acaba haberi var mı?
Şimdi bu kadar kötü olan bir takımın sahadaki hangi taktiğini konuşayım diyeceğim ama Beşiktaş’ın bir taktiği bile yok ki!
Arda Turan’ın Shakhtar Donetsk’i Beşiktaş’ın büyüklüğünü ve haddini bilerek oynadı.
Ocak 2025’ten bu yana takımın başında olan bir hoca için bahaneyi transfer eksikliğinde bulmak topu taca atmaktan öteye gitmez.
Peki ne mi yapılacak?
Ne başkan ne de teknik direktör bu görevlere zorla getirilmediler. Kulübün ve takımın içinde olduğu durumdan haberdar olarak geldiler. Eğer bilmedikleri veya tahmin edemedikleri kadar büyük bir problem varsa bu da onların eksikliğidir.
Öncelikle Ole Hoca gönderilmelidir
Takım içinde gerekirse kadro dışı kararları alınmalı, gönderilmek istenen oyuncuların maliyetine bakılmaksızın sözleşmeleri sonlandırılmalıdır.
Başkanın, Eduard Graf ile çalışıp çalışmayacağına karar vermesi gerekmektedir.
Takımın başına isyan edecek tabiri caizse eli sopalı bir hoca getirilmelidir.
Tabii ki bunların alt detayları da var ama üç transfer dönemi lazım deyip de panik veya güdüm içinde transferler yapılmamalıdır.
Aksi halde; Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe…